SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

KADER BAHSİ

<< 2657 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

20 - (2657) حدثنا إسحاق بن إبراهيم وعبد بن حميد (واللفظ لإسحاق). قالا: أخبرنا عبدالرزاق. حدثنا معمر عن ابن طاوس، عن أبيه، عن ابن عباس، قال: ما رأيت شيئا أشبه باللمم مما قال أبو هريرة؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم قال "إن الله كتب على ابن آدم حظه من الزنى. أدرك ذلك لا محالة. فزنى العينين النظر. وزنى اللسان النطق. والنفس تَمَنَّى وتشتهي. والفرج يصدق ذلك أو يكذبه".قال عبد في روايته: ابن طاوس عن أبيه. سمعت ابن عباس.

 

{20}

Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız İshâk'ındır. (Dedilerki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, İbni Tâvus'dan, o da babasından, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Ebû Hureyre'nin şu sözü söylediğinden daha ziyâde Lemem'e benziyen bir şey görmedim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Hiç şüphe yok ki, Allah Âdemoğluna zinadan nasibini yazmıştır. Buna behemehal erişecektir. İmdi gözlerin zinası bakmak, dilin zinası da konuşmaktır. Nefis temenni eder de şehvetlenir. Ferc de buna ya tasdik eder ya tekzib!» buyurdular.

 

Abd kendi rivayetinde: «İbni Tâvus'dan, o da babasından rivayet etti. (Demişki): Ben İbni Abbas'dan dinledim.» demiştir.

 

 

21 - (2657) حدثنا إسحاق بن منصور. أخبرنا أبو هشام المخزومي. حدثنا وهيب. حدثنا سهيل بن أبي صالح عن أبيه، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال "كتب على ابن آدم نصيبه من الزنى. مدرك ذلك لا محالة. فالعينان زناهما النظر. والأذنان زناهما الاستماع. واللسان زناه الكلام. واليد زناها البطش. والرجل زناها الخطا. والقلب يهوى ويتمنى. ويصدق ذلك الفرج ويكذبه".

 

{21}

Bize İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Hişâm El-Mahzûmî haber verdi. (Dediki): Bize Vûheyb rivayet etti. (Dediki): Bize Süheyl b. Ebi Salih babasından, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. (Şöyle buyurmuşlar) :

 

«Adomoğluna zinadan nasibi yazılmıştır. Buna behemehal erişecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalb ise heves eder, diler. Ferc bunu ya tasdik eder ya tekzib!»

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-İstizan»'da tahric etmiştir.

 

İbni Abbâs Hazretleri: «Ebû Hureyre'nin sözünden daha ziyade Lemem'e benzeyen bir şey görmedim...» sözüyle lemem âyetine işaret etmiştir. Lemem, küçük günahlar demektir. Bu hususta Teâlâ Hazretleri :

 

«Küçük günahlardan değil de, büyüklerinden sakınanları Allah affeder.» [Necm 32]

 

buyurmuştur. Ki, bundan murad (Allah-u a'lem) büyük günahlardan sakınmak küçükleri hükümden düşürür, demektir. Bu âyeti İbni Abbâs Hazretleri babımızın hadîsindeki bakmak, dokunmak ve emsâliyle tefsir etmiştir ki, Nevevî: «Mânâ onun dediği gibidir. Lemem'in tefsirinde sahih olan söz budur.» diyor. Bâzıları: «Lemem bir kötülüğe niyet edip de yapmamaktır.» demiş. Bir takımları günah'a meyletmek, fakat üzerinde durmamak mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Hadis'in mâ'nâsı şudur: Âdemoğluna zinadan nasibi mukadderdir. Bazı kimsenin zinası hakiki, bazısının da mecazî olur. Mecazî zina; haram olan kadına bakmak, zinaya dâir konuşulan sözleri dinlemek, ecnebi bir kadına elle dokunmak veya öpmek, zina etmeye gitmek gibi şeylerdir. Mecazî zinanın nevileri dahi haramdır. Ferc'in bunu tasdik veya tekzibinden murad; zinanın ya hakikati hâsıl olur, yahut olmaz. Tam zinaya yaklaşmışken vazgeçer, demektir. Âyet-i kerîme hakikî zinadan kaçınıldığı takdirde lûtf-u kereminden mecazi olanını affedeceğini va'd buyurmuştur.